Ensetirasi.com ( TAŞINDIK )

Ensetirasi.wordpress.com blogu ile başladığımız ve arkadaşlarımızla beraber sürdürdüğümüz blog maceramızı yeni bir boyuta taşıyoruz.  Hani dükkanlarının yerini değiştiren ticarethanelerde de olur ya taşındık diye bir levha ve yeni bir adres, işte bu yazıda bizim levhamız:

TAŞINDIK

Yeni Adresimiz:

ensetirasi.com

Evet saygıdeğer blog takipçilerimizi yeni adresimize bekliyoruz. Yazarlarımızın bir çoğununda yeni haberi olacak bu yazıyla, onlar için de süpriz oldu. İçeriğimizi de artırmaya çalışacağız inşallah.

Hayırlı Olsun

Allah Utandırmasın İnşallah

Çin Seddi Neden İnşa Edildi?

Çin seddinin neden inşa edildiğine dair bu yazımızda anlatacağım sebebi eminim daha önce hiç duymadınız ve duyunca da çok şaşıracağınıza eminim. Biliyorsunuz Türki Cumhuriyetler uzun yıllar Rusya’nın egemenliği altında yaşadılar ve bu süre boyunca kendileri kendilerine unutturuldular. Tarihleri, milli kimlikleri, dinleri yok edildi. Birbirlerine düşman edildiler. Rusya hayranı olarak yetiştirildiler. Şu an herbiri Rusyadan ayrılıp bağımsız birer cumhuriyet kursalar bile hala Rusya ve komunist rejim hayranı olduklarını

SEÇİM

Köyde muhtarlık seçimi iyice kızışmıştı. İki güçlü aile her seçimde birbiriyle  çekişir, çok az farkla seçim kazanılırdı. Bu dönem Şekeroğulları ailesi muhtarlık yapmıştı. Şimdi muhtarlığı Kaymaksız ailesi kazanmak istiyordu. Bu iki aile Bahçeli köyünde muhtarlık yapmayı kuşaklar boyunca bir itibar saymıştı. Köylü de ikiye bölünmüştü. Herkes seçimi ciddiye alıyor, bu yüzden aralarında husumet oluyordu. 394 kişilik seçmen sayısına sahip köyde, hemen hemen herkesin oyunun rengi belliydi. Muhtarlık seçimi yüzünden kahvehanelerde ciddi tartışmalar olurdu. Gruplar kahvehanede, hatta neredeyse camide bile farklı yerlere otururlardı.

Bükçe ‘yi biliyor musunuz arkadaşlar….

Arkadaşlar geçen gün nette dolaşırken çocukaile.net  adlı internet sitesinde hoş bi yazı gözüme takıldı evli arkadaşlar ve evlenmeyi düşünen arkadaşlar için faydalı olacağını düşündüm, biraz uzun ama okumanızı tavsiye ederim ayrıca yorumlarınızı da bekliyorum sevgiyle kalın….

KADIN DİLİ
Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak, ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim, dedim. Deniz kenarında ki bu şirin lokantada şimdi onu bekliyorum.
Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar

Allah’dan Öğretmenlerimize Sabır Diliyoruz – 2

Bu başlık altında seri olarak öğretmenlerimizin başından geçen ilginç olayları anlatmaya devam edeceğim.

Yine birgün eşimin öğretmen arkadaşlarından biri 2. sınıfları okutuyor ve her hafta yarım saati okuma saati olarak ayırıyor. Her hafta düzenli olarak yarım saat kitap okuyorlar. Neyse 1. hafta, 2. hafta derken haftalar geçiyor.

Allah’dan Öğretmenlerimize Sabır Diliyoruz – 1

Öğretmenlik gerçekten özveri isteyen kutsal bir meslek. Her meslek de olduğu gibi öğretmenlerimiz bazen komik bazen de trajikomik hatıralar yaşıyordur. Benim eşimin de öğretmen olması sebebiyle onun yaşadığı kısa hatıralarını yer yer buradan yazmak istedim. Bizim açımızdan da unutulmaması bakımından yararlı olacağı kanaatindeyim.

Eşim göreve Samsun’da başladı. İlk yılları henüz. Ders işleniyor. Eşim çocuklara defterlerine robot çizmelerini söylüyor.

Üstün Zeka Sorusu

Bu başlığı özellikle seçtim soruların başına “zeka sorusu” yazıyorlar uğraşıyorum çözemiyorum, sonra da kendimi gerizekalı gibi hissediyorum bu yüzden kendimi tatmin amacıyla bu başlığı attım, yani soru üstün zeka sorusu değil ben yapamadığımdan dolayı üstün zeka sorusu dedim, gelelim soruya ;

Bir odamız var odanın boyutları 12×9 metre yani 108 metrekare 2 tane halımız var ilki 10×10 metre diğeri 8×1 metre yani toplam 108 metrekare 10×10 luk halımızı bir defa keserek bu iki halıyı odaya tam olarak sığdırabilirmiyiz ? Şimdi benimki de soru sığdırabiliyoruz ki soruyorum değil mi ?

Cevapları bekliyorum… Hayırlı Bayramlar…

ATIŞ

Arkadaşları arasında, olayları biraz fazlaca abartmasıyla meşhurdu. İşyerindeki çay sohbetlerinde, bazen abartmanın dozunu kaçırırdı. Bu sebepten, espri olsun diye, dinlendikleri odanın girişine “Avcılık ve Atıcılık Kulübü” diye levha bile asmışlardı.
Kamil aslında iyi bir insandı. Ama atışlarının haddi hesabı yoktu. Bir seferinde İstanbul’a arabasıyla gidişini şöyle anlattı:
-“İstanbul’a gitmek için gece vakti yola çıktım. Yorgunluktan uykum geldi. Birde baktım ki sıfır kilometre araçları taşıyan iki katlı TIR boş bir şekilde önümde gidiyor.Hemen arkadan sellektör yaptım. TIR şoförüne, arkaya bineyim mi, diye işaret ettim. TIR şoförü de dörtlüleri yaktı. Bana ,tamam bin, demek istedi.Bende TIR’ın arkasına yaklaştım. Arka kasasına çıktım. Taa İstanbul’a kadar kasada gittim.Uykumu aldım. İstanbul’a yaklaştığımda arka kasadan aşağıya inip yoluma devam ettim.”
Herkes birbirine baktı. Ali:

Bayandan Teknik Direktör Olursa. . .

Uzun zaman önce bir mail almıştım bu konu ile ilgili. O zamandan beri internette bir daha rastlamamıştım.  Google dan arayıp buldum ve sizinle paylaşmak istedim. Yazan sanırım artık anonim. Yazan arkadaşın ellerine sağlık. Metni olduğu gibi alıyorum:

* Aloo… Başkanım, çarşıda bayram ucuzluğu varmış da, bu sabahki idmanı iptal etsek…

*Ay şekerim, sürekli 3-5-2 sürekli 3-5-2… Sıkıldım valla! Bu sefer takımı sahaya 10 kişi çıkarıp 4-3-2 oynatacağım. Maçın havası değişsin ayol!

Aradığınız Kişiye Ulaşamamanın Doyumsuz Zevki

İlk başta olumsuz gibi gözükse de aradığınız kişiye ulaşılamaması bazen çok hoş oluyor. Düşünsenize bir arkadaşınızı, işvereninizi, komşunuzu veya ev sahibinizi o an aramanız lazım, ama aramak da istemiyorsunuz. Bir kabahatiniz var veya istemeden iki kişi arasında kaldınız. Arasınız şimdi ezileceksiniz büzüleceksiniz. Aramanızı bekleyen ve size baskı yapan insanlar var. Abi aradım ama ulaşamadım yalanını da söylemek istemiyorsunuz.